31 Aralık 2009 Perşembe

Yılbaşı Hediyeleri



Blog birkaç gündür boş kaldı,sebebi ise gördüğünüz Scarface incelemesi ve birkaç inceleme daha,hani dükkanlarda ve marketlerde bir yılbaşı paketi hazırlanır.İçinde çeşitli süprizler vardır.Bende bugün için bir yılbaşı süprizi yapmak istedim.Ve bugün Scarface ile bitecek sanmayın çünkü bir film ve birde oyuncu analizi daha yapmayı düşünüyorum.

Umarım yeni yıl hepimiz için sağlıklı ve iyi geçer.
,
ŞİMDİDEN HEPİNİZE İYİ YILLAR

İnceleme: Scarface



Bence sadece ana kahramanla yürüyen bir filmdir,Scarface.Tony Montana karakteri adeta bir unutulmazdır,bana göre en etkileyici 10 mafya elemanından biridir.Zaten beni eski blog dan beri takip edenler benim Tony Montana hayranlığımı bilirler.Yanındaki karakterler nasıldır,onun kadar ikon olamasalarda oyunculuklarının kötü olduğunu söyleyemeyiz,şimdi geçelim filme;

Film eski ve gerçek görüntülerle başlıyor,tekneler,Küba'lılar ve Fidel ile başlayan film,hemen sorgulama sahnesine geçiyor Montana bu sahnelerde azda olsa bize karakteristik özelliklerini belli ediyor.İlginç ve sorunlu bir karakter olduğu burdan belli ama burada onun katil yüzünü çok az görüyoruz.Ardından mülteci kampından görüntüler geliyor.İşte burda şu replik artık Tony Montana'yı anlamamızı sağlıyor:"You tell your guys in Miami, your friend, it would be a pleasure. I'd kill a communist for fun. But for a green card I'm going to carve him up real nice."Burda artık Tony'nin Amerika'da tutunmak için herşeyi yapacağını anlıyoruz,ayrıca psikopat bir karakter olduğunu burdan belli ediyor bizlere.Arkadaşı Manny ise biraz daha hazırcı bir karakter gibi,ciddiyetsiz ve olaylara fazla önem vermeyen bir görüntü çiziyor.
                                                                                                                                                                                                 



                                                              
Tony'nin mülteci kampından çıkması için Rebenga'yı öldürmesi ve özgürlüğünü geri alması (!) onun için fazla zor olmuyor.Ardından önlenemez yükselişi başlıyor.Kamptan kurtulunca bir büfede çalışıyorlar,Tony bulaşıkcılık yapıyor ama o zamanlarda gözünün yükseklerde olduğunu belirtiyor.Ve patronun adamıyla konuşuyorlar,Tony'nin riskli yönetmi sayesinde aslında risksiz görünen bir teslimat işi alıyorlar,ama aslında bunun bir tuzak olduğunu ve belkide canlarına mal olacağını bilmiyorlar.Teslimat günü geliyor ve mekana sadece Tony ve bir arkadaşı (Angel Fernandes) oraya gidiyorlar,bir süre sonra adam paranın Tony'de olmadığını anlayınca tuzak ortaya çıkıyor.Tony'nin arkadaşı ölüyor,hemde ne ölüm testereyle Tony'nin gözünün önünde arkadaşını öldürüyorlar,adam Tony'ye son bir şans veriyor,Tony'nin cevabı ise şu oluyor:''Why don't you try stickin you head up your ass see if it fits''.Tam Tony'de ölecekken Manny gelip onu kurtarıyor.



Artık sıra büyük patronla tanışmaya gelmiştir,hem mal hemde para Tony'dedir.Tony büyük patronu görmeye gittiğinde onun sevgilisi olan Elvira'dan hoşlanır.Ve kulüpte dans ederlerken bunu Elvira'ya belli eder.Ve onlar kulüpten dönerken şu efsane konuşma geçer:

Manny: Ben senin mutlu olmanı istiyorum Tony.

Tony: Sen mutlu ol ben bana geleni istiyorum.


Manny:Peki sana ne geliyor Tony?


Tony:DÜNYA VE İÇİNDEKİ HERŞEY


*Tony artık yükseliyordur,mafyanın içine girmiş ve istediği ortamı yakalamıştır.Ailesini görmeye gitmiş ama istediği tepkiyi alamamıştır annesinden,kız kardeşi Gina'da onun gibi yükselmek ister ve Tony'nin peşinden gider,Tony'de ona yardım eder.Bir kokain işi için patronun sağ kolu Omar ile birlikte Bolivya'ya uçarlar ve burada daha büyük patron Sosa ile tanışırlar.Anlaşma yapıldığı sırada hiç bir yetkisinin olmamasına rağmen Tony'nin konuşması daha çok Sosa'nın kendiniside görmesi içindir.Çünkü Tony için Sosa bir basamaktır,hemde Tony'yi çok yukarılara taşıyacak bir basamak.Pazarlık biter ve Sosa'nın adamları Omar'ı öldürür,çünkü Sosa'ya göre Omar bir polis muhbiridir,sanki buda Tony'ye bir mesaj gibidir.Ve Tony ona dünyadaki tek varlığının topları ve sözleri olduğunu söyler ve gider.Bu arada Tony'nin yaptığı işleri gören Mel isimli düzenbaz bir polis Tony'den rüşvet ister ve onu bir nevi tehdit eder.Tony'nin Elvira'ya olan ilgisi her geçen gün artmaktadır.Tony bu arada kız kardeşi Gina'ya göz kulak olmak istemektedir ama bu mümkün değildir.Çünkü kız kardeşi artık kontrolden çıkmıştır.

 

Büyük patron Frank'e olanları anlattığında Frank'in tepkisi çok büyük olur ve bir tartışma yaşanır,Tony birliklerinin büyüyeceğini söylerken Frank bunu dikkate almaz ve ileri giderek o akşam Tony'yi öldürtmeye çalışır.Tony bunu anlar ve Frank'in oraya gider.Frank'i ve Mel'i vurur ve Elvira'yı alıp kendi malikanesine gider.Elvira'yla evlenirler ve sanki sorunlar birden başlar Tony yavaş yavaş değişmekte ve daha kötü bir karakter olmaktadır.Daha şüpheci ve sorgulayıcı kimseye güvenmez hale gelmektedir.Artık Elvira ile ilişkileri kötüye gitmekte ve sürekli kavga etmekltedirler.Restorant'da yemek yerken birden Tony aşırıya kaçar ve efsane bad guy repliğini söyler.Artık hayat Tony için tepetaklak olmuştur.Ve Tony bir polis baskınında basılmış hapishaneye girme tehlikesi yaşıyordur,hemen Sosa'ya gider ve Sosa ona yardım edeceğini söyler ama karşılığında Sosa'nın foyalarını açığa vuran bir adamı öldürmeleri gerekmektedir.Tony kabul eder çünkü yeniden hapise dönmek istemez.

     


                                                                   
İş zamanı gelir herşey hazırdır.Ama o anda Tony işten vazgeçer,çünkü arabanın içinde adamın eşi ve çocuklar vardır,en sonunda Tony bombacı adamı vurur ve işi iptal eder.Tony malikanesine geri döndüğünde Sosa'yla konuşur,Sosa çok sinirlidir ve Tony ile aralarında bol küfürlü bir tartışma geçer,bu arada Manny ve Gina yoktur.Tony annesinin evine giderek Gina'nın adresini öğrenir.Oraya gittiğinde Manny ve Gina'yı birarada görür,Tony Manny'yi uyarmıştır ve onu vurur Gina'yı alıp malikanesine döner.Ve işte burada o efsanenin başlarına geliriz.O EFSANE SAHNELERİN BAŞINA.



Tony malikanesinde oturmuş,kokainle kafayı bulmuştur.Bu arada Gina gelir Tony'yi vurmaya çalışır.Sosa'nın adamları malikaneyi sarmıştır.Biri balkondan Tony'nin katına çıkarak Gina'yı vurur.Tony o anda tehlikeyi anlar.Ama pek kendinde değildir.Adamlar her yeri sarmıştır malikaneye girmişlerdir,Tony silahını alır ve Okay Sosa; You wanna fuck with me? You fucking with the best! You wanna fuck with me? Okay. You little cockroaches... come on. You wanna play games? Okay, I play with you; come on. Okay. You wanna play rough? Okay. Say hello to my little friend!

Ve artık savaş başlamıştır.Tony adamların işini bitirmektedir,adamlar bastırmakta ama çoğu ölmüştür.Tony araya mükemmel iki söz daha sıkıştırır;I'm Tony Montana! You fuck with me, you fuckin' with the best! You think you can take me? You need a fucking army if you gonna take me! 

VE ARDINDAN TONY ARKASINDAN VURULARAK ÖLDÜRÜLÜR.

TAVSİYELER
*KESİNLİKLE ALTYAZILI İZLEMENİZİ TAVSİYE EDERİM
*RESTORANT VE FİNAL SAHNELERİ KESİNLİKLE İZLENMELİ. 

28 Aralık 2009 Pazartesi

Son 10 Yıldaki En İyi Suç Filmi



Hani biz şimdi 2010 senesine giriyoruz ya artık heryerde bir son 10 sene modası başladı ,bende uyayım dedim.E malum daha önceden belirttiğim gibi suç filmleri ağırlıklı olacak demiştim.Aslında suç filmleri daha çok 70'li yıllarla 90'lı yıllar arası daha popülerdi,nedenmi çünkü o dönemki kadar kaliteli yapımlar birdaha asla gelmedi.Bu yapımlara kısaca göz atarsak:The Godfather(1972),The Godfather 2 (1974),Scarface(1983),Goodfellas(1990),The Godfather 3(1990),Reservoir Dogs(1992),Pulp Fiction(1994).Bu filmler suçun öncüsüdür diyebiliriz.Bana göre son 10 yılın en iyi suç filmi mükemmel kadrosuyla The Departed olsada Gran Torino bu alanda en ciddi rakip gibi gözüküyor.Ocean's serisi biraz daha ciddi bir suç filmi olsaydı belki onlarda kadroları ile girebilirlerdi,ama daha çok komediye kaydığı için filmler onları bşaka kategorilerde yarıştırabiliriz.

Size göre son 10 yılın en büyük suç filmi hangisidir?

İnceleme:THE GOODFELLAS



Kimilerine göre en iyi mafya filmidir Goodfellas,benim favori filmlerimden olsada gönlümdeki daimi birinciler hep Corleone'ler olmuşlardır ve olmayada devam edeceklerdir.Ama bana göre Godfather Serisi'nin ardından en iyi mafya filmidir sanırım en çok yolu kesişen ikililerden biri olan Robert De Niro ve Joe Pesci bu filmde şov yapıp filmi taşımışlardır.Ama bana göre asıl şovu Joe Pesci yapmıştır,biz mafya filmlerini nasıl biliriz?Ağır abiler,ciddi ortamlar falan burda hepsi var ama sanki Pesci için ayrı bir bölüm açılmış gibi filmde her olayda bir esprisi var.Özellikle şu espirisine bayıldım:

Onu her yere götürüyorum,ama o dönüş yolunu hep buluyor. Yıldönümümüz için nereye gitmek istediğini sordum.
"Önceden hiç gitmediğim bir yere" dedi.
"Mutfağa ne dersin?" dedim.

Komik psikopat tabirini kullanamabiliriz Pesci için,Ray Liotta mükemmel bir oyunculuk sergilemişti oda bu filmde,Robert De Niro ve Joe Pesci sadece mafyanın dış yüzünü ortaya koymuştur,ama Liotta bir gangsterin öncesini ve şimdisini çok iyi bir biçimde oynamıştır.Scorsese'nin annesi ve babasınında oynadığı filmde Pesci'nin annesini Scorsese'nin annesi,Henry'ye hapishanede yemek bişiren adamı ise babası oynamıştır.Bir diğer detay ise ünlü Funny How sahnesini Pesci'nin Scorsese'den izin alarak çekmesidir,çokda başarılı bir sahnedir.

Ve De Niro,sanki biraz sönük kalmıştır diyebiliriz.Tabii diğerlerine göre özellikle bu kadar yükselme meraklısı olması ve bu uğurda sıkı dostunu(!) bile öldürmeyi göze alması onun karakterinide gözler önüne seriyor.
Uznca anlatılacak bir film değil Goodfellas ama izlenirmi ? İzlenir.Çokda keyif alınır.

Puanım:9/10

27 Aralık 2009 Pazar

AL PACİNO'NUN EN İYİ 10 PERFORMANSI



Al Pacino, belkide dünyanın  en iyi aktörü,en büyük tirad ustası.Onun büründüğü karakterleri o kadar beğenmişimdirki her filmini izlemek istedim.Onu hiç polis rollerinde sevemedim,zaten genelde tanındığı filmler gangster ve mafya filmleri oldu,çoğu kez Oscar'ı hakkettiğini düşünsemde,Oscar'ı mafyasız Kör Albay Frank Slade rolüyle aldı,uzatmadan en iyi 10 Al Pacino performanslarına göz atalım.

                                                                                                                                                           
                                       
10-Walter Abrams(Two For The Money)
Al Pacino'nun son yıllarda çektiği kalitesi düşük filmleri arasından en çok bu rolü beğenmişimdir.Klasik bir Al Pacino karakteri değildir,suç gibi öğeler yoktur.Aslında bana göre Brandon(McConaughey) bu karakteri değiştirmiştir.Brandon'ı işe alması bir risktir başından beri Al Pacino'ya göre,çünkü onun fikrine göre Brandon ile karısı arasında bir ilişki vardır ve sonunda bu yargı yanlış çıkar.Film çok başarılı olmasada Al Pacino başarılıdır.

                                                                            


                                 
9-Tony D'Amato(Any Given Sunday)
 Bana göre bu karakter Al Pacino için bir devrim sayılabilir.Çünkü artık Al Pacino suçlu karakter etiketinden sıyrılmıştır ve artık Al Pacino çeşitli rollerde oynamaya başlamıştır,kötü adam rollerinde değil,iyi adam rollerindede oynamaya başlamıştır.Herhalde herkez Tony D'Amato'yu İnch by İnch tiradıyla hatırlayacaktır.Bunun dışında devre arası konuşmaları ve genç oyuncusuna verdiği tavsiyeler bana göre yeterli.


                                   
                                              
8-Don Michael Corleone(The Godfather Part III)
8. sırada Don Michael Corleone ismini görmek belki size bir panik yarattı ama bu yaşlı Corleone.Bana göre bu tamamen saygısızlıktır.Bu filmin çekilmesi sanki Don Corleone'yi aciz düşürmek gibi bir amaca sahip gibi gözüküyor ilk başta ve öylede gidiyor,yahu koskoca Don Corleone'nin ölümüne bakın,olmaz,yapılmaz.Vito Corleone gibi tek filmde ölseydi,ama böyle ölmeseydi,daha iyiydi.En azından 3.Filmde Sonny Corleone yapardın be kardeşim,ama sırf para uğruna koskoca Don Corleone küçük düşürüldü bence.Ama Al Pacino mükemmel oyunculuğuyla bu filmide kurtarmıştır.


                                                                             
     

7-Lefty Ruggiero(Donnie Brasco)
Hep alemin kralı olarak gördüğümüz,izlediğimiz Al Pacino bu sefer hiç yükselemeyen bir mafya elemanı rolünü üstleniyor,birde üstüne üstlük kazığın kralını yiyor,ama yinede müthiş bir oyunculuk ve o gözlükler zaten olayı bitirmiş.Bana göre Donnie Brasco asla hakettiği değeri bulamamıştır,Godfather kadar olmasada yinede kült bir filmdir benim için.Hele final sahnesinde Al Pacino'nun öldüreleceğini anlayınca eşyalarını çekmeceye koyması ve giderken eve şöyle bir bakması bitiricidir.Ama Johnny Deep'de mükemmel bir oyunculuk sergilemiştir.Birde tekne sahnesi vardırki, o kartı bir yırtış vardırki o sahnede içim harbi burkuldu,yahu arkadaş sen kalk o kadar iş ayarla ama işi çaylak ve köstebek olan kapsın,olmaz...

                                                              
                                        
6-Vincent Hanna(Heat)
  İki efsane Robert De Niro ve Al Pacino'nun ilk buluşması, çok başarılı bulduğum bir filmdi,ama sanki filmde Robert De Niro daha fazla öne çıktı,daha fazla göze battı.Vincent Hanna karakterine genel olarak göz atarsak,kazanma hırsı doruklarda gezinen bir polis ve belkide De Niro'yu yakalama isteğinin bu kadar fazla oluşuda bu yüzden,çünkü yenilmeyi hazmedemiyor özellikle kargo bölümünde De Niro onların fotoğrafını çekerken De Niro'ya bakışı bana göre etkileyici,finalde De Niro ölüyor,ama yıllar sonra intikamı büyük oluyor.(Orjinal Cinayetler)    



 5-John Milton(The Devils Advocate)

O karakter nedir öyle arkadaş,bilge ve şeytan.Herşeyden haberi oluyor,herşeyi biliyor ve kibir onun favori günahı oluyor.Baştan beri ben birşeyler sezmiştim ama sonda gördük gerçek yüzü,açıkcası bu filmde Pacino,Reeves'i oyunculuğuyla ezip geçiyor hemde bana göre bu filmin,yardımcı oyuncusu olmasına rağmen.Filmin sonundaki tanrı tasviri ilginç ve etkileyici diyebilirim.Bana göre bu tasvir en iyi Al Pacino tiradlarından biridir.Herşeyiyle mükemmel bir karakter ama sizde onu geçen karakterleri görünce yeri için bana hak vereceksiniz.




4-Frank Slade(Scent Of a Woman)                      
Belki bu seçimimi eleştirenler olacaktır,aslında önceden olmuştu ama işte Al Pacino öyle bir aktörki Oscar'lı karakterini bile 1. yapamıyorusunuz.Aslında belkide bu ödülleri verenlerde bir sorun vardır,neyse bir insan bu kadar güzel rol yapabilirmi,açıkcası ben ilk defa gördüm hele hele bu film için 6 ay körler okulunda kaldığını öğrenince zaten sonsuz olan saygım arttı.Bu karakteri efsane yapacak çok sahne var;Ferrari kullanma sahnesi ve bu sahneden sonra polisi kandırmaya çalışması,unutulmaz Tango sahnesi,uçaktaki kadın tasviri ve muhteşem final tiradı bunların hepsi bu karakteri ölümsüz yapmaya yetti.


                                                            


3-Carlito Brigante(Carlito's Way)

Blogumuzun isim babası,o kadar yıl alemin kralı olduktan sonra hapishaneden gereken dersi alıp,deyim yerindeyse bir tövbekar olarak çıkan Carlito Brigante karakteri alışılmış Al Pacino karakterleri gibi acımasız ve yok edici değil.Sanki bu filmde bir kötü(!) adamın diğer yönleri inceleniyor,yani duygusal yönleri ki bunu De Palma ve Pacino ortaklığı çok iyi başarmış.Herşeyiyle mükemmel bir karakter,özellikle bilardo sahnesi ve tuvaletteki blöfleri beni çok etkilemişti.Tren garında umuduna doğru koşarken öldürülmesi ve onu öldürmek isteyen kişilere yakalanmamak için yürüyen meridvenlerden yatarak inmesi bence çok akılcı bir nokta.Tabii sakallı ve deri ceketli Al Pacino karizmasınıda unutmamak gerekir.



2-Don Michael Corleone(The Godfather Part I and Part II)
Neden?Bu soruyu sormanız belki çok doğal,neden Don Corleone birinci değil,hemen söyleyeyim,bu filmler Al Pacino'nun yükseliş filmleri olduğu gibi,bu filmlerde Al Pacino'nun hiçbir zaman filmi tek başına alıp götürme  gibi birşansı olmamıştı.Çünkü aynı sette;Marlon Brando ve Robert De Niro gibi onun kalibresinde iki oyuncu bulunuyordu.Zaten Godfather serisini sevme nedenlerimden biridir,iki dünya starının yeteneklerini göstermiş bunları yoğurmakta Marlon Brando'ya kalmıştır ve ortaya dünyanın en iyi filmi çıkmıştır.Herhalde artık birinciyi tahmin ettiniz?







1-TONY MONTANA(SCARFACE):
Herşeyiyle mükemmel bir film,küba aksanı,olağanüstü sahneler kısacası herşey muhteşem.Ben bu filmi ilk izlediğimde öyle bir şok oldumki 2 hafta etkisinden kurtulamadığımı bilirim.Dünya'nın en iyi filmi değildir kabul ama bu filmde Al Pacino artık filmi kendi sürüklemiştir,hayran bırakan bir karakteri yaratmıştır.Porto Riko'lu aksanını konuştuğundan(Carlito's Way) daha iyi bir küba aksanı vardır.Hele final sahnesi nedir öyle yahu?Ben hayatımda bu kadar muhteşem bir final görmedim.Ama sonunu haketmişmidir?Zaten ölmeyi iplemeyen bir adamdır,Tony Montana ama tek üzüldüğüm arkasından vurulmasıdır.Birde ''Say hello to my little friend'' vardırki onu kim unutabilir.Dünya sinemasının en çok hatırlanan repliklerinden biridir,muhteşem bir hırsla söylenmiştir,zaten Montana'nın özü hırsa ve yükselişe dayanmaktadır,kısacası o herşeyiyle bir efsanedir.














        

15 Kasım 2009 Pazar

Herkese Merhaba


                                                                        

Önceleri blogda yazma tecrübem vardı,ama ne yazıkki e-posta adresimin,hacklenmesi yüzünden bloglarım silinmiş ve yerine saçma sapan bloglar açılmıştı.Önceden spor yazıyordum,ama artık içeriği spor ve sinema olan iki blog açmaya karar verdim.Tahmin edeceğiniz gibi bu sinema ağırlıklı olan blogum.

Kendimi sinema yönünden tanıtırsam;

*Feci derecede Al Pacino hayranıyım izlemediğim birkaç filmi kaldı.

*İlgi duyduğum film alanları,suç ve mafya filmleri

*En favori filmlerim Carlitonun Yolu ve Goodfellas.